ZAMANIN ŞAHİDİ
Yapım : TRT
Yapım Yılı : 2016
Süre : 00.05.00
Bölüm Sayısı : 7 (+ 30 dakikalık bir özel bölüm)
Formatı : Belgesel, HD, Renkli, Türkçe
YAPIMCI - YÖNETMEN : İsmet YAZICI
METİN YAZARI : İsmet YAZICI
DANIŞMAN : Ergun KOCABIYIK
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ : Tevfik ÖBER
KAMERAMAN : Mehdi R. ÖZÇAĞLAYAN
FLYCAM : Erkan ÇELENK
KURGU : Cantekin CANTEZ
ÖZGÜN MÜZİK : Gökhan KIRDAR
MİNYATÜR SANATÇISI : Özcan ÖZCAN
YAPIM-YÖNETİM YARDIMCISI : Evin ASLAN
SANAT YÖNETMENİ : Sühendan KUMCU
SESLENDİREN : Şerif EROL
SES KAYIT : Hasan BEKTAŞ
SES MİKS : Zeynep TOPAÇOĞLU
SEMAZEN : Murat KANBERİ
Tasavvuf kavramlarından yola çıkılarak hazırlanan belgeselde, 7 bölümde 7 kapı ZAMANIN ŞAHİDİ’ne rehber oldu: Aşk, Yol, İnsan-ı Kâmil, Tevhid, Dünya, İrşad, Varlık…
ZAMANIN ŞAHİDİ, Aşk’ı anlatıyor… Çünkü, yalnızca Aşk’la dolmuş bir gönlün hakikate ışık tutabileceğine inanır erenler. Dünya bağlarından kurtuldukça bu ‘ışık’ daha da güçlenecektir. Hakk âşığı için âşk, bütün kâinatı devindiren biricik güçtür. Âşk ile yürünen hakikat yolunun sonunda, sen-ben ayrımı kalkar. Âşık, Mâşuk birbirine karışır. Her şey Âşk’ta bir olur. Aşk’ın Aşk’a aşkından başka bir şey kalmamıştır artık. İşte bu ‘mutlak vuslat’tır…
ZAMANIN ŞAHİDİ, Yol’u anlatıyor… Çünkü, Sâlik bilir ki mecazî varlıktan hakîkî varlığa doğru yapılan bu hicret, şuurda yaşanır. Bu yol, yokluk yoludur. Kendinden kendini doğurmaya talip olmuşsa, bu yol, terk yoludur: ‘Terk-i dünya, terk-i ukbâ, terk-i hestî, terk-i terk’… Geçer dört kapıdan; geçer dört “sır’at”dan; kopar nefs bağından; terki terk edip de geçer bu dünyadan… ‘Şahdamarından daha yakın’ o Hakikat’e kavuşmanın, o kısacık mesafeyi aşmanın ne sonu vardır; ne de durağı; Yolcu bilir ki bu yol, ezelden ebede uzanır…
ZAMANIN ŞAHİDİ, İnsan-ı Kâmil’i anlatıyor… Çünkü, İnsan-ı Kâmil, âlim olandı; Âlem’in özüydü… Hakk’ın muradını muradı bilip, Mâsiva’yı terk etti. Bu yüzden de ‘emanet’, ‘İnsan-ı Kâmil’e teslim edildi. Tasavvuf’ta İnsan, Âlemin gözbebeğidir. Varlık’ın tüm imkânlarını kendinde gerçekleştirmiş olan İnsan-ı Kâmil ise Beşer’in, insan olma yolundaki zirvesidir…
ZAMANIN ŞAHİDİ, Tevhid’i anlatıyor… Çünkü, Sûfilere göre, doğadaki her olay ve varlık, ardındaki kesinliği gizleyen bir örtü, ya da hakiki olanı ima eden bir mecazdır. Ve ancak perdeler kalkıp sırlar açıldığında, kesintisiz olan varoluşa şahitlik edilebilir. Şahit olmak için ise, önce ben’lik dağının delinip, ‘bir’lik vadisine varılması gerekir…
ZAMANIN ŞAHİDİ, Dünya’yı anlatıyor… Çünkü, erenlere göre, Dünya’nın bir çekim kuvveti vardır; Dünya bağlarından kurtulamayanlar, mâsivâ’ya dalanlar, bu çekim kuvvetinin esiri olur, hakikatin semasına yükselemezler. Oysa Dünya bir misafirhanedir ve nasibi sadece kefendir… Dünya, fânileri ‘Bâki Olan’dan ayıran, sonsuzu arayanları türlü çeşit hileyle yolundan çeviren, gaflete düşüren bir gözbağıdır. İnsan bu dünyada ‘garip’ yani ‘gurbette’dir…
ZAMANIN ŞAHİDİ, İrşad’ı anlatıyor… Çünkü, Hak yoluna talip olmuşlar bilir ki, anadan doğup da girdikleri bu ‘Dünya Kapısı’nda kendinden kendini doğurmayan, aslına kavuşup Hakikat’e ulaşamaz. Tek başına yürüme ehliyetini kazanana kadar, doğru yolu gösterip irşad edecek bir dosta ihtiyacı vardır. Bu kişi yolcunun rehberidir, yani Mürşit’tir; rabıta kurduğu Talibi, ilim deryasında yüzdürüp bilgiyle diriltecek, manevi doğumuna rehber olduğu “Yol Evladı”nı Kıble’ye, Zat’a döndürecektir…
ZAMANIN ŞAHİDİ, Varlık’ı anlatıyor… Çünkü, Hakk Ehli, Varlık Âlemi’nin ortaya çıkışını, Yaratıcı’nın kendini dışavurumu, yani ilahi kelâmın tecellisi olarak görür; âlemdeki tüm varolmuşlar, O’nun varlığının değişik sûretlerde yansımasından, O’nun ilahi isimlerinin tecellisinden ibarettir. O’nu ancak akılla biliriz; ama cüzî akılla değil, küllî akılla. Mevcudât âlemi olan Dünya, tasavvûfî deyişiyle ‘mâsiva’, sınırlı, geçici ve göreli bir gerçekliğe sahiptir. Var olan her şey fanîdir; sonsuz ve bakî olan ise Varlık’tır…
