İKİ DENİZİN BİRLEŞTİĞİ YERDE
Yapım : TRT
Yapım Tarihi : 2013
Süre : 00:30:00
Bölüm Sayısı : 3
Formatı : Belgesel, Renkli, HD, 16:9, Türkçe
Yönetmen - İsmet YAZICI
Yapımcı - İsmet YAZICI
Metin Yazarı - İsmet YAZICI
Danışman - Ergun KOCABIYIK
Görüntü Yönetmeni - Tevfik ÖBER
Kamera - Seyfi SİNAN
Özgün Müzik - Gökhan KIRDAR
Yardımcı Yönetmen - Tülay CANBOLAT
Kurgu - Cantekin CANTEZ
Sanat Yönetmeni - Sühendan KUMCU
Seslendiren - Şerif EROL
Yapım Koordinatörü - Hakan BİŞKİN
Ses Kayıt - Hasan BEKTAŞ
Performans - Bengü ERGİN, Murat ÖNEY, İsa AYDIN, Şeyma GÜNDÜZ
Yapım - Yönetim Yardımcıları - Murat KALAY - Didem ÖCALIR, Evin ASLAN
TRT Belgesel Kanalı için hazırlanan, yapımcılığını, yönetmenliğini ve metin yazarlığını İsmet Yazıcı’nın gerçekleştirdiği "İKİ DENİZİN BİRLEŞTİĞİ YERDE" adlı üç bölümlük belgesel, ikilikteki bütünlüğün, çokluktaki birliğin kavranışı için yol aldı...
Yeni Bin Yıl’ın, bu “Sır’at Zamanı”nın, belki de bize sunduğu en büyük lütuf, nefsin bizi hapsettiği maddi âlemin üzerimizdeki egemenliğine başkaldırıp, mananın, sahih olanın peşinde yollara düşebilme ihtimalimiz… Maddeyle öğrendiğimiz tüm bilgileri, mananın derinliğinde, yeniden hayatlandırabilme ihtimalimiz… Çünkü, “birlik (teklik) bilinci” ile tohumlanmış olan insanoğlu, hatırlama ihtimalini ve umudunu hep taşır. "Yaratılmışın en kıymetlisi”, "yüceltileni", “aklın kudretiyle” onurlandırılanı, bu dahil oluşuyla, varoluşun kaderini ellerinde tutar.
Kıyam Çağı’nda, Madde’nin sıratından geçip, başlangıcın birliğinde ve masumiyetinde uyanacaktır insan... Eskiler uyanışa giden bu yola, “Kan ve Ateş yolu” demişler… Çünkü, Yeryüzünü kurma, kendi yeryüzünü arama, karşıtın, ikinin fark edilişiyle başlar. Ardından fark edilecek olan: “Parça”nın, koptuğu bütün’ün bilgisini taşıyor oluşu. Kopuş, acının yoludur; hasretin yoludur. Acı ise, insanoğlunun kendini hatırlama sürecindeki, en temel dürtüdür. Karşıt olarak gördüğü “o şeyin”, ‘aynı bütün’ün parçası, tamamlayanı; aynı hakikatin bir başka yüzü ve sürekliliğin vazgeçilmezi olduğunu görene kadar, acı devam eder…
Yirmibirinci Yüzyıl, bir yanıyla karmaşanın zamanı; toprağın kanla sulandığı bu yüzyıl, bir yanıyla da insanın, insan olmaya dair bulduğu cevaplarını, yeniden sorgulamaya başladığı durup-düşünme vaktinin adı. Bu hatırlama durağında, insanların binlerce yıldır yarattığı sembollerin izini sürmek ve onlarla oluşturduğu anlam dünyasının ipuçlarını görebilmek önemli. Çünkü, kültür ve inanç tarihi, ikiliğin perdesinin ardında saklı, ‘bütün’ün ve bütünselliğin dokusuyla örülüdür. İKİ DENİZİN BİRLEŞTİĞİ YERDE, 3 bölüm boyunca bu izin, bu bütünselliğin izini sürdü.
“Hatırla” alt başlığıyla hazırlanan birinci bölümde, Kaos – Düzen/Kozmos, yer-gök, kara-deniz, eril-dişil, dağ-mağara sembollerinin rehberliğinde, başlangıcı kuran ikilikler anlatılıyor.
“Uyan” alt başlığıyla hazırlanan ikinci bölümde, Yaradılış ve ayrılış mitlerinin en önemli motifi ‘rüzgâr’, doluluk-boşluk, madde-boşluk, yin-yang, siyah-beyaz, Aydınlık – Karanlık, güneş-ay, Buz – Ateş, Doğu – Batı, gün-gece, sembollerinin izinde, kültürel referanslar anlatılıyor.
“Gel” alt başlığıyla hazırlanan üçüncü bölümde, cennet-cehennem, Habil-Kabil, iyi - kötü, kılıç – kalem+zorba-bilge, kule - yükseliş – İniş, ölüm - yaşam, ok – kalem, Kalp - Ruh – Nefis, oluş – bozuluş, düş – gerçek, Musa – Hızır ikilileriyle insanın ortak bilinçaltını kuran sembollerinin izi sürülüyor.









