SAKLI KENTİN SIRDAŞI
Yapım : TRT
Yapım Tarihi - 2009
Süresi: 00:25:00
Formatı : Betacam, Renkli, Türkçe
Bölüm Sayısı: 4
Yönetmen - İsmet YAZICI
Yapımcı - İsmet YAZICI
Metin Yazarı - İsmet YAZICI
Danışman - Muhittin ŞİMŞEK
Kaynak Metin - Muhittin ŞİMŞEK, Ergun KOCABIYIK
Görüntü Yönetmeni - Berkant ÇOLAK, Tevfik ÖBER
Özgün Müzik - Gökhan KIRDAR
Yardımcı Yönetmen - Tülay CANBOLAT
Sanat Yönetmeni - Sühendan KUMCU İLAL
Yapım Koordinatörü - Hakan BİŞKİN
Kurgu - Cahide OĞULTÜRK
Animasyon - Ali AĞA
Seslendiren - Şerif EROL
Ses Kayıt - Hasan BEKTAŞ
Performans - Ozan Doğuş DAL, Özlem ÖZÇELİK
Yönetmen Yardımcısı - Murat KALAY
Kamera Asistanı - Nazım CABA
Birbirinden ayrı olamayan, dil ile gönlü birleştiren iki temel nesne: Kalem-kağıt. Tek başlarına bir değer taşımıyorlar; kalem yazmayı, kağıt yazılmayı bekliyor; onlar yazıcıyı bekliyor. Bu iki nesneyi anlamlı kılan, insan; buluşturup zamanın şahidi yapan insan… Kalem-kağıt ve insan; onlar Zaman Şahidi; onlar Saklı Kent’in sırdaşı… 2010 yılında TRT 2 ekranına gelen SAKLI KENTİN SIRDAŞI adlı belgesel, dört hafta boyunca, kağıt ile kalem aşkına yol aldı.
İnsanın kültür tarihi içinde geçtiği yolda en önemli buluşlardan ikisini oluşturur kağıt ve kalemin bulunuşu. Bilginin kalıcılaşmasının, elden ele ulaşıp ateşinin yakılışının en önemli başlangıcıdır kuşkusuz kağıt ve kalem. Zamanı gelmiş, bu iki nesne yalnızca bilgi aktarım aracı olarak kalmamış, usta ellerde, sanata dönüşmüş. Bilginin ateşinde yananlar olmuş, bilgiyi ulaştırma yolunda canından geçenler olmuş, bilgiden korkanların elinde kağıtla kalem küle dönmüş; ama Zümrüdü Anka almış o külleri yeniden bilginin çocuklarına savurmuş; sonsuzluk düşü kuranlara kalem ve kağıt aracı olmuş. Çünkü, bakıp görmek; görüp bilmek için, zamanın her durağında bilineni söze dökmek için, görmeyi bilene ateş, kalem olmuş; sırlar ses olmuş; kağıtta söz bulmuş.
Yapımcılığını, yönetmenliğini ve metin yazarlığını İsmet YAZICI’nın gerçekleştirdiği belgeselin özgün müziği, Gökhan KIRDAR tarafından hazırlandı. Danışmanı Prof. Dr. Muhittin ŞİMŞEK. Dört bölüm olarak tasarlanan "SAKLI KENTİN SIRDAŞI" adlı belgesel programda, insanın, “kağıt ve kalem”le yola çıkıp, binlerce yıllık kadim bilgiyle buluşma, varlık nedenini arama sevdası anlatılmakta.
“Zamanın Şahidi” alt başlığıyla hazırlanan birinci bölümde, kağıdın kalemle buluşması ve kalemin yolculuğu anlatılıyor.
“Gönlüne mühürlenen yazgısı oldu” alt başlığıyla hazırlanan ikinci bölümde, asırlardır hat sanatına ve hattatlara başkentlik yapan İstanbul, bu sanatın gelişimi, incelikleri, bu kültürün insana yansımaları üzerinde durulmaktadır.
“Âlemler yüz gösterince…” alt başlığıyla hazırlanan üçüncü bölümde, pek çok kadim kültürde gökten indiğine inanılan sözün izi sürülüyor. Kalemi ve sözü kutsal kabul eden insanın bir yazılı metin, bir saklı levha olarak kendini yeryüzünde açışı konu ediliyor.
Yazı, yazıda kaydedilen bilgi, öyle tuzaklı bir hikmetti ki, insanoğlu kimi zaman saklı (görünmez) bilgiyi şekillerin içinde daha da görünmez yapıp hapsetti; kimi zaman geldi, kalemin kağıda döküp maddeleştirdiği bilgiyi mülke dönüştürdü. Bir zamanlar arayana verilen bilgi, mânâyı unutup maddede kaybolanların elinde kilitlenip para karşılığı satılır oldu. Ve o bilgiyi zapt ettiğini, mülk edindiğini sananların elinde kağıt ve kalem hapsoldu… İnsanın kendiyle yaşadığı o büyük savaşın, egosuyla savaşının en önemli tanığı oldu kağıt ve kalem; insanın insan olma yolculuğundaki o büyük terazide ölçü oldu. İnsanoğlu binyıllardır birbirinden ve kendinden kopuşun hikâyesini yazıyor; öteki’deki kendine, kendi’ndeki ötekine, ve hepsinin geldiği ana kaynağa kavuşmanın umudunu taşıyor. “O sırat zamanında gönül yarası…” alt başlığıyla yayına girecek dördüncü bölümde bu hikâyenin izi sürülüyor. Babil mitinden yola çıkılarak harf sembolizmi üzerinde duruluyor…
